Kış dağlarda çok acımasızdı.
Demirci Akıncıları çok güçlük çekmişlerdi. Zaman zaman aç, uykusuz kalmış; donma tehlikesi atlatmış, hastalanmış, yaralanmış, şehit de vermişlerdi. Ama Yunanlıları, Ermeni Rum ve Çerkez çeteleri, 'gâvur Müslümanları', her fırsat düştükçe tepelemişler, işgal idaresini çılgına çevirmişlerdi.
İşgal Komutanlığına bağlı büyük bir kuvvet Demirci Akıncılarının peşine düştü. Akıncılar Ulus Dağı'nın karşı ormanlarına daldılar.
Bu güzel dağın yollarını iyi bildikleri için iki kez kuşatmayı yarıp çıkmayı başardılar. Dağılan müfrezeler ikinci kuşatmadan kurtulunca 17 Mart Cuma günü buluştular. Bütün akıncıların yüzü taş gibiydi. Kuşatmayı yararken bazı akıncılar gibi Müfreze Komutanlarından Halil Efe'nin eşi Gördesli Makbule de şehit olmuştu.
Halil Efe'yi delice seven Makbule, kocasından ve akıncılardan hiç ayrılmamış, sürekli birlikte gelmişti. Halil Efe de eşini öyle severdi. Sevgileri ve yiğitlikleri efsane gibi yayılmıştı dört yana.
Makbule'yi Ulus Dağı'ndaki Kocayayla'da, kimsenin bulamayacağı bir köşede toprağa verdiler.
Akıncı ahlakınca şehit olanlara ağlamak ayıptı. Makbule'nin toprağa verildiği gün, akıncılar Halil Efe'yi de, İbrahim Ethem Bey'i de, birbirlerini de ayıplamadılar.
Hepsi kana kana ağladı.
Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler kitabından alınmıştır.
Turgut Özakman'ın Gördesli Makbule'nin ve tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Comments