Suha Arın’ın 1983 yapımı “Kula’da Üç Gün” belgeseli, geleneksel Türk mimarisini yansıtan tarihi evleriyle bir müze kent görünümünde olan Kula'yı mimari, kültürel ve sosyal yönleriyle tanıtmayı, Kula’nın korunması için kamuoyunda bir bilinç oluşturmayı amaçlıyor. Manisa’nın Kula ilçesi, geleneksel Türk mimarisinin en özgün örneklerini 700 yıldır bünyesinde toplayan bir yerleşim merkezi. Ancak değişen koşullar, geleneksel mimariyi olduğu kadar Kulalının yaşam biçimini, gelenek ve görenekleri de etkiliyor. Giderek yok olan, terk edilen sadece mimari doku değil. Üç gün süren Kula düğünleri, arastalı esnaf çarşıları ve ahi-lonca geleneğinin dayanışma örgütü olan yarenler de aynı kaderi paylaşıyorlar.
Belgeselde, imece yöntemiyle gerçekleştirilen düğün hazırlıkları, eş-dost akraba evlerini dolaşarak düğüne çağrı yapan okucular, çeyiz taşıma, her biri esnaf ve zanaatkar olan ve düğün-derneklerde biraraya gelerek özel görevler üstlenen geleneksel yarenler de yer alıyor. Yarenler kökeni Orta Asya’ya uzanan özgün bir müziği icra ederken, kız evindeki eğlenceleri ise çalgıcı kadınlar sürüklüyor. Bu eğlenceler, ikinci gece yapılan kına ile bir tür ağıta dönüşüyor. Yörenin otantik müziği dışındaki ezgiler ise ünlü bestecimiz Nevit Kodallı’ya ait. Otuz gün süren bir çekim çalışması ile tamamlanan Kula’da Üç Gün belgeselinde, Kula halkı ile Kula Yaren ekipleri de rol alıyor.
Filmin yapımında profesyonel bir ekibin yanı sıra, Suha Arın’ın Ankara Üniversitesi Basın ve Yayın Yüksekokulu’ndan kırk öğrencisi de görev üstlenmiş. "Kula'da Üç Gün" belgeseli 1983 Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal kazanmıştır.
Commentaires