top of page
Yazarın fotoğrafıSpil'in Çocukları

Kybele - Tanrıların Anası - Taş Suret


Kybele kaya kabartması yakından görünüş. Kollar rahatlıkla seçilebiliyor.

Kybele kabartma-heykel Spil Dağı'nın (Spilos/Spiylus) kuzeydoğu yüzünde, Manisa'ya 7 km uzaklıktaki Akpınar Mevkii'nde yer almakta. M.Ö.13. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kabartma-heykelin, sefer için çevrede bulunan Hitit orduları tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Dev kabartma-heykel yaklaşık 8 metre yüksekliğinde ve 4.5 metre genişliğinde olup dağ oyularak oluşturulmuş ve hayli yıpranmış durumdadır. Farklı uygarlıklarda Artemis, Hepat, Venüs, Kubaba, İsis gibi farklı adlarla anılan Ana Tanrıça Anadolu'da ise Kybele'dir. Yeryüzündeki tüm canlıların anası olduğuna inanılan Kybele; anneliği, kadınlığı, çoğalmayı ve bereketi betimler. Kybele aşağıdaki manzara ile Gediz Nehri (Hermus/Hermos) ve bereketli Gediz Ovası'nı izlemektedir. Belki de o bereketli ovaları görenler bu manzaradan feyiz aldılar.

Kybele'den Gediz Ovası manzarası.

Figür oturan ve kolları göğsünde birleşmiş, iki yanında birer aslan bulunan ana tanrıçayı betimlemekle beraber günümüzde aslanlar ve yüz seçilemeyecek durumdadırlar. Ancak farklı görüşler de öne sürülmektedir; figürün dağ tanrısını temsil eden sakallı biri olduğu, yine ana tanrıça figürü olduğu ve ayakta olduğu, yanında aslan tasvir edilmediği vs. iddia edilmektedir. İddialar bir yana dursun Kybele'nin eski tasvirlerine sırasıyla bakalım.

Ön yüzde "KΡICΠEINA CEBACT", arka yüzde "CTΡ AIΛ KOΔΡA MAΓNHT CIΠYΛO" yazmakta.

İlk tasvirler medeniyetin gelişimiyle paralel olarak ticaretin olmassa olmazı paralar. Roma dönemine ait olan sikkeler üzerinde yer alan tasvirler ile başlayalım. Tüm sikkeler değil tabiki Manisa'da basılmış olanlar konumuz. Ama biz önce sikkeler hakkında kısa bilgi verelim. Roma'da İmparator ve İmparatoriçeler altın ve gümüş sikke bastırma yetkisine sahiptiler. Senato'da gümüş sikke basabiliyordu. Senatonun bastırdıkları sikkelerde SC (Senatus Consultum) kısaltması yer alıyordu; bu da senatonun izniyle basıldığını gösteriyordu. Roma'dan izin alarak bronz sikke basma yetkisine sahip olan eyaletlerde vardı bunlardan biri de Magnesia ad Sipylum'dur. Roma döneminde eyalet olan Manisa'nın adı Magnesia ad Sipylum idi. Eyalet sikkelerinin tipik özellikleri ise şunlar idi; alt ve üst resimlerde olduğu üzere ön yüzde İmparator veya İmparatoriçelerin rölyefleri yer almakta. Bu rölyefler büst şeklindeler, imparatorların başlarından defne yapraklı taç yer almakta. Büstlerin etrafında yer alan ünvanlar dairesel ve kısaltmalar halinde yer almakta, yazının çevresindeki bordür ise noktalardan oluşmakta. Arka yüzlerinde ise mitolojik figürler ve kişileştirmeler yer almakta. Bu dönemde basılmış Manisa'ya ait sikkelere bakıldığında sikkenin ön yüzünde İmparatoriçe Crispina'ya ait rölyef yer almakta. Arka yüzde ise Kybele tasfiri yer almakta. Kybele; ayakta Tetra tipi tapınak içinde sol yanağı üzerinde davul veya patera tutan ve sağ ve sol ayak ucunda aslan ile tasfir edilmiş. Crispina, Roma İmparatoru Commodus'un eşidir. Doğum tarihi MS.164, ölüm tarihi ise MS.191 dir.

Ön yüzde "KΡICΠEINA CEBACTH", arka yüzde "CTΡ AIΛ KOΔΡA MAΓNHT CIΠYΛO" yazmakta.

İlk tasvirler medeniyetin gelişimiyle paralel olarak ticaretin olmassa olmazı paralar. Roma dönemine ait olan sikkeler üzerinde yer alan tasvirler ile başlayalım. Tüm sikkeler değil tabiki Manisa'da basılmış olanlar konumuz. Ama biz önce sikkeler hakkında kısa bilgi verelim. Roma'da İmparator ve İmparatoriçeler altın ve gümüş sikke bastırma yetkisine sahiptiler. Senato'da gümüş sikke basabiliyordu. Senatonun bastırdıkları sikkelerde SC (Senatus Consultum) kısaltması yer alıyordu; bu da senatonun izniyle basıldığını gösteriyordu. Roma'dan izin alarak bronz sikke basma yetkisine sahip olan eyaletlerde vardı bunlardan biri de Magnesia ad Sipylum'dur. Roma döneminde eyalet olan Manisa'nın adı Magnesia ad Sipylum idi. Eyalet sikkelerinin tipik özellikleri ise şunlar idi; alt ve üst resimlerde olduğu üzere ön yüzde İmparator veya İmparatoriçelerin rölyefleri yer almakta. Bu rölyefler büst şeklindeler, imparatorların başlarından defne yapraklı taç yer almakta. Büstlerin etrafında yer alan ünvanlar dairesel ve kısaltmalar halinde yer almakta, yazının çevresindeki bordür ise noktalardan oluşmakta. Arka yüzlerinde ise mitolojik figürler ve kişileştirmeler yer almakta. Bu dönemde basılmış Manisa'ya ait sikkelere bakıldığında sikkenin ön yüzünde İmparatoriçe Crispina'ya ait rölyef yer almakta. Arka yüzde ise Kybele tasfiri yer almakta. Kybele; ayakta Tetra tipi tapınak içinde sol yanağı üzerinde davul veya patera tutan ve sağ ve sol ayak ucunda aslan ile tasfir edilmiş. Crispina, Roma İmparatoru Commodus'un eşidir. Doğum tarihi MS.164, ölüm tarihi ise MS.191 dir.

Ön yüzde "KΡICΠEINA CEBACTH", arka yüzde "CTΡ AIΛ KOΔΡA MAΓNHT CIΠYΛO" yazmakta.

Üstte yer alan sikkede ise ön yüzde yine İmparatoriçe Crispina bulunmakta, arka yüzde ayakta yine Tetra tipi tapınak içinde sol yanağı üzerinde davul tutan ve sağ ve sol ayak ucunda aslan bulunan Kybele tasvir edilmiştir. Milattan sonra 2. yüzyılın sonlarına ait olan bu sikkeler de Kybele tasviri ayakta olan kısmı hariç tariflere uymakta.

Kybele kaya kabartması uzaktan görünüş.

Seyyahlar ile devam edelim, ilk seyyahların imkanları gerçekten kısıtlıydı ve kısıtlı imkanlarla gittikleri gördükleri yerleri başkalarına aktarmaya çalıştılar ve bu öncü çalışmalar ile diğer seyyahlara ilham kaynağı oldular. Bizler de yerlisi olmadığından yabancısıyla devam edeceğiz. Yabancı gezginler tarafından Kybele kabartması uzun yıllar ziyaret edilmiş, illüstrasyonları yapılmış ve bir çok fotoğrafları çekilmiş. Yukarıdaki fotoğraf illüstrasyonlarla benzer bir açıdan çekilmiştir. Sırasıyla illüstrasyonlardan başlayarak yabancıların gözünden Kybele'yi görelim.


Soldaki illüstrasyon "A description of some ancient monuments, with inscriptions, still existing in Lydia and Phrygia, several of which are supposed to be tombs of early kings : illustrated with plates, from sketches made on the spot" adlı kitabın 17. sayfasından, sağdaki ise "The Illustrated London News" adlı gazetenin 31 Ocak 1880 tarihli sayısının 20. sayfasından alındı.


Üstteki her iki illüstrasyonda da Kybele oturur ve kolları göğüslerinin üzerinde birleştirmiş bir şekilde tasvir edilmiş. Soldaki çizim de altta "Manisa yakınlarında Spil Dağındaki Niobe" yazılı.


Sağdaki illüstrasyonda altta "Spil Dağında Niobe heykeli" yazılmış. Çizim The Illustrated London News gazetesi tarafından 31 Ocak 1880 tarihinde yayınlanmış. Bu gazete ile ilgili adı geçmişken araya bir bilgi sıkıştırayım; The Illustrated London News Politikacı ve gazeteci Herbert Ingram tarafından 14 Mayıs 1842 yılında adından da anlaşılacağı üzere Londra'da kurulmuştur. Dünyanın ilk tam resimli haftalık gazetesidir, bu da o tarihlerde gazetecilik ve habercilik alanında bir devrimdir.


İki çizimde de neden Niobe yazdıkları muamma bilinçli yada değil hakkında bir imare yok, yerel rehberlerinde Niobe olarak tanıtmaları düşük ihtimal. Kuvvetle muhtemel kısıtlı kaynak, az görsel ve önceki gezginlerden kalan yetersiz bilgiler ile Spil Dağı üzerinde yer alan Niobe ve Kybele'yi karıştırmış olmalılar.

Soldaki illüstrasyon "Constantinople et la Turquie en 1828" adlı kitabın 334. sayfasından, sağdaki ise "Travels in little-known parts of Asia Minor, vol. II" adlı kitabın 308. sayfasından alındı.


Soldaki illüstrasyon1828 yılına ait, en eski illüstrasyon bu ancak diğerlerine göre daha belirsiz yüz kısmına sahip ve oturuyor mu ayakta mı belli değil. Çıkarımda bulunmak güç. Çizimin sol tarafındaki yukarıdan aşağıya doğru yazıda "Spil Dağı'nın müthiş heykeli" yazmakta.


Sağdaki görsel 1870 yılına ait olup açıklama kısmında "Niobe'nin Heykeli" yazmakta. Yukarıdaki illüstrasyonlarda olduğu gibi yüksekliğini ve heybetini göstermek için insan figürü bulundurmakta. Bu çizimde yine Kybele oturur pozisyonda. Sondan bir önce yabancı gezginler tarafından çekilen fotoğraflara bakalım.

Soldaki fotoğraf "Le Sipylos et ses monuments , ancienne Smyrne (Navlochon) : monographie historique et topographique contenant une carte, quatre planches lithographiées et deux photographies" adlı kitabın 8. sayfasından, ortadaki "Exploration archéologique en Asie mineure" adlı kitabın 7. sayfasından, sağdaki ise 1927 yılında yeniden basılmış poster yada kartpostala ait olup, "Period Paper" adlı siteden alınmıştır.


Soldaki fotoğraf1880 yılına ait olup fotoğrafın altında "Kybele heykeli" yazılı. Bu fotoğraf ile alakalı olarak kısaca; giyiminden de belli olacağı üzere Yunan kökenli bir Osmanlı vatandaşı hemen Kybele'nin önünde pozlanmış, Manisa ili geçmişte Türkler, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler'in bir arada yaşadıkları bir şehir idi, onlara ait mahalle ve mezarlıklar bulunmaktaydı. Günümüzde Manisa merkezde ne bir kilise, ne bir gayri müslim mezarlığı, ne de bir sinagog bulunmamaktadır. Kybele hakkında kullanılan hiç bir görselde maalesef Türk izi mevcut değil. Poz verenler de çekenler de bilinçli gibiler. Neyse lafı uzatmayalım.


Fotoğraflara devam edelim; ortada yer alan fotoğraf 1850 yılına ait, üst kısmında "Anadolu'da arkeolojik keşifler" alt kısmında ise "Spil'in muazzam heykelinin parçalanmış kalıntılarının görünüşü" not edilmiş.


En sağda yer alan fotoğraf ise 1927 yılına ait yeniden basım olup 1900'ler yada öncesine ait olmalıdır, fotoğrafın alt kısmında "Ağlayan Niobe - Tanrıların Anası - Spil Dağı'ndaki antik heykel - Türkiye" yazmakta. 3fotoğrafta aynı açıyla çekilmiş. O yıllar ile bugün arasında heykel açısından bir fark yok. En azından vandalizme yenik düşmemiş olduğunu anlayabiliyoruz. Ancak hiyeroglifler için bu geçerli değil. Kybele'nin hemen batısında yer alan hiyeroglifler vandallar tarafından saldırıya uğramış maalesef.

Kybele'nin batısında yer alan Luvi hiyeroglifleri vandalların saldırısına uğramış.

Kabartma heykelin batı tarafında yer alan yazıt kazıma yöntemiyle oluşturulmuştur. İki sütundan oluşur; ilk sütünu Hans Güterbock "ZU-WA-LA" diye okumuştur, bununda kişi adı olduğu düşünülmektedir. İkinci sütunun okunuşu tartışmalı ve silinmiş/okunamaz yerler bulunmaktadır. Bu yazıtlardan ilk 1882 yılında Eduard Gollob bahsetmiştir. O tarihlerde Luvi'lerden bahsetmek bile mümkün değil idi. Luviler, Anadolu'da dili ilk yazıya (hiyeroglif) döken millettir. Anadolu'nun bilinen en eski yazı türü Luvi hiyeroglifleridir.

Farklı tarihlerde hiyerogliflerin Massimo Poetto - Kay Kohlmeyer - Hans G. Güterbock tarafından yapılan çizimleri.

Luviler, Hititler ile birlikte yaşamışlardır. Anadolu'nun en eski milleti oldukları ve Asya'dan geldikleri düşünülmektedir. Türk olduklarını iddia edenler ayrıca bulunmaktadır. Anadolu'da Luviler'den daha eski bir milletten ve dilden bahsetmek mümkün değildir. Kendilerine "ışık insanları" demişlerdir. Luvi sözcüğünü İngilizce'deki "ing.light/tur.ışık" kelimesinin kökenine bile bağlayanlar bulunmakta. Hititler, kanunlarında eşitlik olmamakla beraber Luviler'e de yer vermişlerdir. Bu da onların farklı bir millet olduklarını gösteren delillerdendir. Anadolunun belkide ilk insanları onlardı. Dillerinde tespit edilen kelimeler bebekler ile ilk iletişimimizde kullandığımız kelimeler ile benzerlik göstermekte, belkide bu kelimeler onlardan bizlere miras kaldı.


anni: anne

pati: adım

atti: dışarısı

tatiş: baba


Gerçekten çok ilginç değil mi?

Diğer bir sav ise Alevilik ile Luviler arasındaki bağlantı kurulmasıdır. Abdal Musa'nın "ışık" tanımlaması ve Osmanlı'da 16. yüzyılın sonlarına kadar Alevilerin "ışık taifesi" olarak adlandırılmaları, Alevi (Luviler-Aluviler-Aleviler) kelimesinin kökeninin Luvi olma iddiasının kaynağıdır. "Aleviliğin Kökleri - Abdal Musa’nın Sırrı" adlı kitaptan örnek vermek gerekirse;


Teke Beyi’nden olur aldıktan sonra askerleri ile Abdal Musa’nındergâhını basan Vezir, Abdal Musa’ya seslenir.

"Çık Işık, padişahın yanına gideceğiz. Suçlusun!"

Teke Beyi’nin veziri her defasında Abdal Musa’ya ‘Işık' adıile seslenir. Onu Işık olarak isimlendirir. ‘Alevi Erkânı'na son şeklinive kendi adını veren Abdal Musa, kendi kitabında ‘Alevi' olarakdeğil ‘Işık' olarak tanımlanmıştır.


Abdal Musa Velâyetnamesi'nde hiçbir yerde Alevi sözcüğü geçmemektedir. Sadece bir yerde Ali adı geçmektedir. Truva'da bulunan bir Hitit mühründen yola çıkarak Alevilerin atalarının Luviler olduğu ise bir diğer savdır. Bu iki iddia da kanıtlardan yoksun ve kronolojik olarak mümkün değildir. Luviler hakkında bilgilerimiz hala oldukça sınırlıdır, ileride yeni bulgular sayesinde eksik parçalar mutlaka tamamlanacaktır. Luviler/Hititler'den miras olan bu eseri mutlaka görmenizi ve eşsiz manzarası eşliğinde güzel bir gün geçirmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.


- YAZI SONU -

Güncelleme: 28.10.2021


KAYNAKÇA;

1-"A description of some ancient monuments, with inscriptions, still existing in Lydia and Phrygia, several of which are supposed to be tombs of early kings : illustrated with plates, from sketches made on the spot" adlı kitap sayfa 17

http://nypl.org/ adresinden alındı.

2-"The Illustrated London News, 31 Ocak 1880" tarihli yayını, sayfa 20

http://www.britishnewspaperarchive.co.uk/ adresinden alındı.

3-"Constantinople et la Turquie en 1828" adlı kitap sayfa 334

http://books.google.com/ adresinden alındı.

4-"Travels in little-known parts of Asia Minor, vol. II, 1870" adlı kitap sayfa 308

http://archive.org/ adresinden alındı.

5-"Le Sipylos et ses monuments , ancienne Smyrne (Navlochon) : monographie historique et topographique contenant une carte, quatre planches lithographiées et deux photographies, 1880" adlı kitap sayfa 8

http://gallica.bnf.fr adresinden alındı.

6-"Exploration archéologique en Asie mineure, 1850" adlı kitap sayfa 7

http://gallery.ca/ adresinden alındı.

7-"1927 Print Weeping Niobe Mother Gods Sculpture Mountain Sipylus Turkey, 1927" adlı ürün.

http://periodpaper.com/ adresinden alındı.

8-"Aleviliğin Kökleri - Abdal Musa’nın Sırrı" adlı kitap sayfa 36 - Yazar: Erdoğan Çınar

9-"Koç Üniversitesi - Suna Kıraç Kütüphanesi - Dijital Collections" kaynak olarak kullanıldı.

"http://http://digitalcollections.library.ku.edu.tr" adresinden erişildi.


Yazı Sınırlar Olmadan sitesindeki 22 Ocak 2018 tarihli Kybele - Tanrıların Anası - Taş Suret yazıdan alınmıştır.

Comments


bottom of page